MHP Milletvekili Fendoğlu, Deprem Felaketinin Yıldönümünde Dayanışma Ruhunu Vurguladı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili Mehmet Fendoğlu, 6 Şubat depremlerinin yıldönümü dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak bir konuşma gerçekleştirdi. Fendoğlu, yaptığı konuşmada, deprem felaketinin ardından Türkiye’nin gösterdiği dayanışma, fedakârlık ve azmin takdire şayan olduğunu vurguladı.

Fendoğlu, “6 Şubat’ta yaşadığımız büyük felaketin ardından tüm Türkiye’nin sergilediği dayanışma, fedakârlık ve kararlılık, insanlık tarihine altın harflerle kazınacak bir öykü yazdı. Bu öykünün her satırında, insanların gösterdiği kahramanlık, emek ve sevgi yer aldı. Öncelikle, depremde hayat kurtarmak için gece gündüz demeden çalışan kurtarma ekiplerini anmamız gerekiyor. İtfaiyecilerimiz, AFAD ekiplerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız ve sağlık çalışanlarımız, enkaz altındaki her bir canı kurtarmak için büyük bir özveriyle mücadele ettiler. Soğuk ve karanlıkta, yıkıntılar arasında saatlerce arama kurtarma çalışmaları yürüterek kaybolan hayatları bulmak için var güçleriyle çalıştılar. Bu kahramanlara en büyük teşekkürü borç biliriz.” ifadelerini kullandı.

Gönüllülerin ve sağlık çalışanlarının da bu süreçte büyük bir rol oynadığını belirten Fendoğlu, “Gönüllüler, bu zorlu sürecin en önemli parçalarından biriydi. Her yaştan ve her meslekten insan, kendi hayatını bir kenara bırakarak enkaz alanlarında, hastanelerde, barınma merkezlerinde ve afet bölgelerinde el birliğiyle çalıştı. Bu, gerçekten takdir edilmesi gereken bir ruh halidir. Sağlık çalışanları ise, depremde yaralanan binlerce kişiye ilk müdahaleyi yaparken zamanla yarıştı. Hastaneler adeta birer savaş alanına dönüştü. Doktorlar, hemşireler, sağlık teknisyenleri ve acil servis çalışanları, tüm bu kaosun içinde insan hayatını her şeyin önünde tutarak ellerinden gelenin en iyisini sundular.” dedi.

Yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin de bu süreçte büyük bir katkı sağladığını ifade eden Fendoğlu, “Yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütleri, çok kısa bir süre içerisinde gıda, su, ilaç ve barınma malzemelerini toplayarak depremzedelere ulaştırdı. Bu yardımlar, sadece maddi destek değil, aynı zamanda moral kaynağı oldu. Felaketzedelere yalnız olmadıklarını ve büyük bir dayanışma içinde olduklarını hatırlattılar.” şeklinde konuştu.

Fendoğlu, özellikle deprem bölgelerindeki halkın gösterdiği dayanışma ve direncin takdire şayan olduğunu belirterek, “Belki de en çok alkışı hak edenler, Malatya, Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş halkı ile depremzedelerin ta kendisidir. Büyük bir felaketle karşı karşıya kalmışken, yıkılan binalar arasında bir arada durmayı başaran, birbirine destek olan, bir lokma ekmeğini bile paylaşan insanlar, gerçek birer kahramandır. Eksi 15 derecede çadırında odun olmayan komşusuyla odununu, battaniyesini paylaşan bu insanlar, dayanışma ruhunun en güzel örneklerini sergiledi. Yaşadıkları acı her şeyin önündeyken bile, dayanışma ve yardım adına gösterdikleri çaba takdire şayandır.” dedi.

Yerel yönetimlerin ve devlet kurumlarının da bu süreçte büyük bir çaba gösterdiğini vurgulayan Fendoğlu, “Yerel yönetimler, zorlu bir dönemden geçmelerine rağmen, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak, güvenliği sağlamak ve geçici barınma alanları oluşturmak için ellerinden geleni yaptı. Malatya Belediye Başkanı ve yerel yönetim ekipleri, valilerimiz, kaymakamlarımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri, sahada vatandaşlarının yanında oldu. Bu destek, o zor günlerde çok büyük bir öneme sahipti.” ifadelerini kullandı.

Fendoğlu, konuşmasını toplumun her kesiminden gelen desteğin unutulmaması gerektiğini belirterek sonlandırdı: “Her yaştan, her kökenden ve her şehirden insan, bu süreçte önemli bir sorumluluk üstlendi. Sosyal medya üzerinden bağış çağrıları yapan, yardım gönderen, moral veren herkes, bu dayanışma ruhuna katkıda bulundu. Depremde en büyük gücümüz, birlik ve beraberlik içinde olmamızdı. Bu acı dolu günlerin ardından, emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz. Hep birlikte daha güçlü ve dayanışma içinde bir toplum oluşturduğumuzu biliyoruz. Felaketin bize kazandırdığı tek şey yıkım olmadı; birlikte gösterdiğimiz dayanışma gücümüzün ne kadar büyük olduğunu ve bir arada olmanın hayatımızdaki yerini bir kez daha hatırladık. Deprem dayanışma ruhunu yaşatmaya devam etmeliyiz. Birlikte daha güçlü ve umutlu bir geleceğe doğru ilerleyebiliriz. Başka Malatya yok, başka Türkiye yok; birbirimizi sevmekten başka çaremiz de yok. Sözlerime son verirken, depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır diliyorum. Yüce Allah bu milletin yâr ve yardımcısı olsun. Devletimize zeval vermesin, servetiniz ana baba duası olsun.”